Kalabalığın içinde boğulurum ben
Kaçmak isterim
Kaybolurum
Hayat güzel birşey sunarsa korkarım ben
Kör olmak isterim
Kaybolurum
Bazıları karamsar bazıları mutsuz der bana
Evet öyleyim
Mutsuzluk içindeki masum hüzünle beslerim
İçimdeki karamsar çocuğu
Kaybolurum
Bir martının kanadındaki tüy olmak isterdim
Bazen okyanusun dibinde bir balık
Kumrular gibi şarkı söylemek
Bazen de sadece
Bir karınca gibi hızla uzaklaşmak
Ama hep küçük olmak isterdim
Can yakmadan
Bir yaprağın gölgesinde varolmak
Ortalarında yaşamak hayatı
Her zaman gridir
Sonsuzluk içinde sürüklenirsin
Kötü egzoz kokuları misali
Kovaladığın iblisler kadar
Bir tutam da umut istersin
Sanki güneşi ilk defa görmek
Annen gibi kokan bir nefes çekmek içine...
Birinin anlamasını isterdim
Ayazdaki kelimelerimin ince kederini
Hüznümdeki kalabalığın içinde bir hece olabilmesini
Bin kadehten sadece birini yudumlayabilmeyi
Naralar atarken sarhoş olabilmeyi
Ama ben sessizim
Sessiz
Bekleme benden haykırmamı
Zamansız isyanımı
Kurduğum cümlelerde bulabilirsen kendini
Görürsün ruhumun köşelerindeki seni
Sessizliğimdeki ince nağmelerde
Kaybedersin kendini
Sessizce
O olsa da olmasa da
Seni terk ediyorum şehir
Bana verdiğin hayallerden vazgeçiyorum
Geceleri paylaştığın mutsuzluğu
Sislerine sakladığım güçsüzlüğü
Bırakıp gidiyorum
Sen her gün yağdırsan da hüznü
Artık damlalarına dokunacak biri yok
Benim gibi
Bir gün tesadüfen çıkıp gelsem de
Benden aldıklarını kimse bilmez
Senin gibi
Hayatımda bir eksiklik misin sen
Yoksa hayatıma bir sebep mi
Kararsızlıkta ki beklentilerin katili misin yoksa
Sessiz sessiz ağlamaların sonucu mu
Belki de hiç gelmeyecek olan kadere ait bir yarasın
Yine de beklenmeye değer der bir yer
Ama bir şey bilmez sen gelmeden benden gidenler
Sen gelince anlayacak içimdeki bir yer
Bir kadının gözyaşlarındaki
Çaresizliği yazabilir misin
Belki yazabilirsin ama
Gerçekten okuyamazsın
Ruhunu kemiren acıya
Derman olabilir misin
Belki dinlersin ama
Gerçekten duyamazsın...
Parçalanmış bir çerçeveyim ben
Cam kırıklarımın ardında
Eskimiş bir resim
Siyah beyaz
Yıpranmış
Bazen bakıyorsun
Bekliyorsun
Bir anı
Bir ses
Belki bir his
Alıp götürüyor seni
Dipsiz bir kuyunun karanlığına
Terk edilmiş
Ayak sesleri uzaklaşıyor
Sonra loş bir ışık
Ölüm mü?
Hayır sadece yalnızlık
Camların keskin ucunda
Batıyor sessizliğe
Siyah beyaz
FOLLOW